Site icon Campaign Türkiye

Özgür bir jenerasyon

Bildiğiniz üzere Z kuşağı 1995’ten sonra doğmuş teknolojiyle iç içe yaşayan X, Y ve daha önce bulunan nesillere göre çok daha farklı düşünce yapısına sahip, daha yaratıcı, girişimci ve daha yenilikçi bireylerin bulunduğu jenerasyona denir.

Son zamanlarda görüldüğü gibi seçimlerde ve reklamlarda ana hedef genellikle Z kuşağı ve bu gruba yönelik çalışmalar yapılıyor. Bunun da nedeni olarak; bir markanın belki 10, belki 20 yıllık müşteri kazanma isteği veya bir siyasi partinin kısa vadeli düşünecek olursak 8 ila 10 yıllık seçmen kazanma isteği olabilir. Z kuşağının teknolojiyle yatıp kalktığını bilen reklamlardan sorumlu kişiler de reklamları genellikle televizyon veya internet üzerinden yapıyorlar. Böylelikle Z jenerasyonundaki bireyler sürekli bu reklamları görüyor ve kafalarında buna göre düşünceler oluşuyor. Örneğin; Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçim zamanı yaptığı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisinin oynadığı reklam filmini örnek verebilirim. Z kuşağının günlük zamanını en fazla geçirdiği yer olan internet hakkında çalışmalar yapacağını, gençlerin büyük hayali olan yurt dışına gitmeleri için önerilerde bulunduğu çok güzel düşünülmüş ve çizgi film şeklinde çekilmiş bir videosu bulunuyor. Bu video internette seçim zamanı kısa süre içinde trend olmuş ve sürekli paylaşılmıştı. Böylelikle genç neslin ilgisini çekmiş ve oy potansiyelini arttırmıştı. Diğer bir örnek ise; Rise Of Kingdoms… Bu oyunu hiç oynamama rağmen aklımda kalmasının tek sebebi izlemiş oldukları reklam stratejisi. Öncellikle oyunun kime hitap edeceğini çok iyi belirlemişler ki ona göre reklam stratejisi yapmışlar. Oyunun kitlesinin çoğunluğunu Z kuşağının oluşturacağını düşünüp onların eriştiği yerlere reklam vermişler. Peki neresi burası? Tabii ki YouTube. Oyunun reklamını YouTuber diye tanımlanan influencer’lara yaptırdılar. Bir YouTube videosunun 2-7 milyon arası izlendiğini ve bir sürü YouTuber’a reklam verdiklerini düşünürsek çok ciddi bir kitleye ulaştıklarını söyleyebiliriz. Böylelikle oyun bir sürü genç yaşta oyuncu toplayıp hedefledikleri oyuncu kitlesine kısa bir sürede ulaşıp en fazla oynanan oyunlar kategorisine adını yazdırdılar.

Peki Z kuşağı bir şey satın alırken neleri dikkate alır, onları bir ürünü satın almaya ikna eden etkenler nelerdir diye soracak olursanız; buna Z kuşağı adına kendimden örnek vererek cevap vermek istiyorum. Ben bir şey satın alırken öncellikle benden önce bu ürünü almış kişilerin yaptıkları yorumlara bakarım. Çünkü bu ürünü daha önce alıp yorum yapan kişiler influencer değildir ve hiçbir şeyden etkilenmeyip direkt kendi düşüncelerini yazarlar, söylerler. İnternette ürünün altındaki yorumları okuduktan sonra attığım adım ise mağazaya gidip almayı düşündüğüm ürünü incelemek oluyor. Böylelikle ürünü daha ayrıntılı bir şekilde öğrenip ürün hakkında düşünceler oluşturuyorum. Son olarak da gidip ürünü tanıtan kişilerin yazılarını okuyorum veya videolarını izliyorum. Böylelikle ürünü üç şekilde incelemiş olup almayı hedeflemiş olduğum ürün hakkında satın alıp almamaya karar veriyorum. Bazen 1. ve 2. adımı gerçekleştirip son adım olan influencer’ların önerilerini dikkate almıyorum veya direkt izleyip okumuyorum.

Televizyon, gazete, dergi, sinema hayatımın neresinde diye soracak olursanız sırasıyla hepsinden bahsetmem gerekir. Televizyonu şu anda neredeyse hiç kullanmıyorum bunun da birçok sebebi var. Örneğin özgür olmamaları. Z kuşağının özgür, rahat bir jenerasyon olduğunu düşünürsek bu olayların bize biraz ters düştüğünü söyleyebiliriz. Meselâ; Cüneyt Özdemir nasıl bir anda tekrar popüler oldu? Cevabı çok basit: İnternet. Kendisi televizyonu bıraktı ve YouTube’a geçti; böylelikle televizyonda söyleyemediği cümleleri, yapamadığı eleştirileri çok rahat bir şekilde söyleyebiliyor. Cüneyt Özdemir’in şu anda YouTube hesabı 1,05 Mn aboneye sahip bir videosu ortalama 150.000 – 300.000 seyrediliyor ve bu sayı günümüzdeki bazı televizyon kanallarının haber bültenlerinin izlenme sayısını geçmiştir. Diğer sebeplerden biri ise televizyonda yayınlanan programların uzunluğu. Bir sitcom dizisinin 2 saat olması gerçekten olağan dışı. Burada Netflix devreye giriyor hem internette olması hem sansürsüz, özgür ve özgün içerikler göstermesi, dizilerin ortalama 40 dakika olduğu ve diziyi durdurup daha sonra tekrar izleme olayının olması sayesinde bir sürü kullanıcısı oldu.

Bazen üst kuşaklar soruyor yeni dönem çocuklarının elinde sürekli telefon var, bu telefonda en fazla hangi uygulamayı kullanıyorlar diye. Şu an sadece benim değil, bulunmuş olduğum jenerasyonun değil, teknolojiyle bağlantısı olan genç yaşlı herkesin en fazla kullandığı uygulamalar tabii ki YouTube ve WhatsApp.

Ben kendi günümün büyük bir bölümünü YouTube, Snapchat, WhatsApp gibi dijital platformlarda kullandığımı söyleyebilirim. YouTube’u artık televizyonda yanlı, kötü yorumlar yapan insanları seyretmemek, onun yerine özgür, esprili bir anlatımla yorum yapan spor programlarını, haber kanallarını, tartışma programlarını takip etmek için kullanıyorum. Bunun yanında derslerimde takıldığım noktaları tekrar edebilmek, canım sıkıldığı zaman eğlence kanallarını seyredip neşelenmek için seyrediyorum.

Snapchat ise bir chat programı ama diğer programlardan biraz farklı. Öncellikle burada birisiyle özel mesajlaşıyorsanız, uygulamayı kapattığınız an mesajlarınız otomatikman silinir, konuştuğunuz sohbetten iz kalmaz. Böylece bir arkadaşınız sizin telefonunuzu aldığı zaman sizin yazmış olduğunuz özel mesajları okuyamaz.

Çocukluğumdan beri gelen bir soru: Elinizde sınırsız güç olacak neyi değiştirirsiniz?

Bu soruya cevabım tabii 10 yaşında veya 15 yaşında verdiğim cevapla aynı olmayacak hatta 25 yaşında verecek olduğum cevapla da aynı olmayacak. Ama bugün elimde bir güç olsa ve dünyada bir şeyleri değiştirecek olsam öncelikle eğitim sistemimizi çeşitlendirmek, geliştirmek olur. Köy okullarını tekrardan gözden geçirmeli, devlet okullarındaki sınıf mevcuduna tekrar göz atmalıyız. Yetenekli ama akademik başarısı kötü olan kişileri eğitimden dışlamamalıyız. Üniversitede öğrenci okutmak için ailelerin ekonomik durumunu zora sokmamalıyız. Yani öğrencileri eğitime teşvik etmeliyiz, eğitimi sevdirmeliyiz. Eğitimli bireyler sayesinde ülke ekonomisi rahatlar, turizm kazanır, gelenek göreneklerimizi koruruz. En önemlisi iyi ve düzgün düşünen insanlar yetiştirmiş oluruz.

 

Halil Ata Erdem
(20
) Özyeğin Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

 

Bu yazı ilk kez Campaign Türkiye’nin 104. sayısında yayımlandı.

Exit mobile version